“İnsanoğlu çevresindeki hemen her şeyi öğrenme arzusuyla incelemiş ancak bir tek şeyi incelemeyi unutmuştur, kendisini”…
(Aristo)
Psikoloji biliminde temel bir davranış kuralı vardır:
“Bir davranışın birçok motivi (nedeni) olabileceği gibi,
bir tek motiv (neden) de birçok davranışı doğurabilir” Devamını Oku
Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi ya da kısa adıyla Estetik Cerrahi’ de de tıbbî gerekler ve zorunluluklar dışında, bireyin iradesi ile kendi bedeni üzerinde, herhangi bir estetik müdahale istemesinin, görünürde birçok farklı nedeni olabilir, ya da birçok müdahale istemesinin bir tek nedeni de olabilir. Ancak her iki durumun da ortak bir paydası vardır; bireyin beden algısına ilişkin rahatsızlığı…
İşte bu noktada, bireyin rahatsızlığının psikodinamiği, hekim açısından büyük önem taşımaktadır. Çünkü bireyin kişilik yapısı, davranış özelikleri, geçmiş yaşantıları, öğrenmeleri ve müdahale isteğini tetikleyen fizyolojik veya sosyal motivlerinin sağlıklı olup olmaması müdahalenin hatta müdahale sonrası yaşanacakların sağlıklı olup olmayacağını belirleyebilecektir.
Evrensel olarak insan, doğumdan itibaren “DOKUNULMA AÇLIĞI” içerisindedir. Bu açlık, erinlik dönemine adım atılması ile “FARKEDİLME AÇLIĞI” na dönüşür. Doğu toplumlarındaki aile yapısı ve ebeveyn davranışları dikkate alındığında genel olarak babaların çocuklarına, “şımartmamak (!?)” için dokunmadıkları bilinen bir gerçektir. Dolayısıyla bu davranış örüntüsü içerisinde yetişen bireylerin (özellikle kadın cinsiyetinin), ilerleyen yıllarda güçlü bir fark edilme ihtiyacı duyacağı da açıktır. İşte bireyin bu ihtiyacının derecesi ve alanı müdahale isteğinin derecesini ve alanını belirleyebilecektir.
Bununla birlikte bireyin kişilik yapısı ve kişilik gelişimi sürecindeki dönemlere fiksasyonu (takılıp kalması/odaklanması), benlik algısı, benlik saygısı, savunma mekanizmaları, reaksiyon formasyonu (tepki gösterdiği davranışın tersi durumunun bilinçaltında olması) niteliğindeki davranış özellikleri de bu noktada belirleyici birer etmen olabilmektedir. Örneğin paranoid kişilik özellikleri, siklotimik kişilik yapısı, obsesif-kompulsif kişilik yapısı, hipomanik kişilik yapısı ve narsistik kişilik yapısı estetik cerrahi müdahalelerinde riskli gruplar olarak ele alınmalıdır.
Benzer şekilde kimlik oluşumu dönemi sayılan ergenlik dönemi yaş grubu bireyler ile ergenlik dönemini takvim yaşı olarak atlatmış ancak psikolojik olarak bu dönemi atlatamamış bireyler de riskli gruplardır.
Yine bunlarla ilintili olarak inferioriter (yetersizlik veya aşağılık kompleksli) bireyler de riskli gruplar arasında sayılmalıdır.
Bunların yanı sıra bastırdığı dürtü ve davranışlarını ortaya çıkarmamak ve sosyal onay görmek için emniyet sübabı niteliğinde reaksiyon formasyonu davranışları geliştirmiş veya savunma düzenekleri oluşturmuş bireyler de riskli gruplar sayılabilir.
Yine bunlara ek olarak kokent (ayartıcı), pasif–agresif ve manik kişilik özelliklerine sahip bireyler ise kolay gruplar olarak düşünülmelidir.
İşte bütün bu nedenlerle, müdahaleden sonra problem yaşanmaması veya minimum düzeyde yaşanması için “görünürde bilinçli” bir şekilde müdahale isteyen bireyin bu müdahale arzusunun gerisindeki nedenler mutlaka PROFESYONEL YAKLAŞIMLA ve tabiî ki PROFESYONEL KİŞİLER tarafından ele alınmalı, analiz edilmeli, değerlendirilmeli ve ortaya çıkan tablodan hareketle SAĞLIKLI OLAN KARAR birey ile birlikte verilmelidir. Örneğin bedenine ilişkin estetik bir müdahale isteyen melankolik kişilik yapısındaki bir bireyin bu isteğinin gerisindeki nedenler psikanaliz yöntemi ile ele alınacak olunursa, bireyin bastırdığı dürtüler “patlatılabilir”. Çünkü böyle bir bireyin reaksiyon formasyonları yıkılmış olacaktır… Bu durumda da bireye ciddi biçimde zarar verilmiş olacaktır, yani kaş yapayım derken göz çıkartılacaktır.
Bu ve buna benzer sağlıksız sonuçlarla karşılaşmamak ve yukarıda çizilen çerçevede sağlıklı analiz ve değerlendirilmelerin yapılabilmesi için iki temel yaklaşımla hareket edilmesinde büyük yararlar vardır:
1) Psikolojik Değerlendirme Görüşmesi (Psikoterapötik Yaklaşım)
2) Psikoteknik Yaklaşım (Geçerliliği ve güvenilirliliği olan Psikolojik Testlerin kullanılması)
Sonuç olarak; bakım ve estetikte, kişi psikolojisinin analiz edilmesi, değerlendirilmesi ve sağlıklı kararlar verilebilmesi için; müdahalede bulunacak hekimin, insan davranışının psikodinamiği, kişilik gelişimi, temel kişilik yapıları, kişilik bozuklukları ve davranış bozuklukları konularında ipuçlarını yakalayabilecek düzeyde bilgi sahibi olması gerekmektedir. Aynı zamanda davranış açısından, “Biz Bilinci” ile hareket etmesinde ve bilimsellik çerçevesinde profesyonellerle çalışma becerisi geliştirmesinde daha büyük yarar vardır. Bu tarzda davranılması durumunda bu yarar sadece hekimle sınırla kalmayacak, bireye, ekibe, kuruma ve kurumun marka olma yolundaki geleceğine de katkıda bulunacaktır.
Estetik Cerrahi’ de Kişi Psikolojisinin Analizi
“İnsanoğlu çevresindeki hemen her şeyi öğrenme arzusuyla incelemiş ancak bir tek şeyi incelemeyi unutmuştur, kendisini”…
(Aristo)
Psikoloji biliminde temel bir davranış kuralı vardır:
“Bir davranışın birçok motivi (nedeni) olabileceği gibi,
bir tek motiv (neden) de birçok davranışı doğurabilir” Devamını Oku